Yazı Boyutu:
Yeni seçim sistemi yüzde elli artı bir kazanma şartı nedeniyle, partiler arası iş birliği, kanaat önderlerinin açıklamalarına, cemaatlerin tutumlarına, STK’ların desteğine kısaca yüzde elliyi geçirecek en küçük desteğe dahi muhtaç olunan bir sistem getirdi.
O yüzden bir araya gelmesi imkânsız olan partileri dahi bir araya getirdi.
Eskiden sağcılar “Komünistler Moskova’ya” sloganı atarlardı.
Nereden nereye… Kılıçdaroğlu bugün yaptığı açıklama ile Rusya’nın kendi aleyhlerine seçime müdahale ettiğini hem de ellerinde kanıt olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Biden’ın daha önce ‘Erdoğan'ı darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz. Erdoğan'ı devirmek için muhalefeti desteklemek gerektiğini" söylemişti.
Putin vadesi gelmiş 20 milyar doları borcumuzu öteleyerek açık desteğini göstermişti.
Artık olay nettir. 14 Mayıs seçimi 2 emperyalist devletin ülkemizde bilek güreşine dönüşmüştür.
Pazar günü AMERİKA MI? RUSYA MI? diyeceğiz. Üzücüdür ancak durum bu.
Bu yönüyle seçimi kim kazanırsa kazansın taraftarları tam anlamıyla tatmin olmayacaktır. Daha çok kerhen verilen oylar olacaktır. Seçmen kendisi için en iyiyi değil, ehveni şer olanı tercih etmeye çalışacaktır.
Finale doğru giderken Millet İttifakı ve Cumhur İttifaklarına kısaca bakarsak;
Cumhur İttifakı, AK Parti, MHP, BBP, DSP, HÜDA PAR ve Yeniden REFAH partisi olarak seçime giriyor.
ARTI’ları
Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizmatik liderliğini kabul etmiş durumda, İttifakın AK Parti dışındaki ortakları Erdoğan politika, eylem, söylem ve ittifak mimarisine aksi bir söylemde bulunmuyorlar.
Halihazırda iktidar olmanın avantajını iyi kullanıyor. Millet ittifakının vaatlerini şimdiden ön alarak uyguluyor. Eldeki bir kuş daldaki on kuştan yeğdir. Diyen vatandaş mevcut durumunu korumaktan mı? Ya da diğer ittifakın vaatlerini satın almak yönünde mi tercih yapar? Türk halkı genelde sağlamcı risk almayan bir seçmen tipolojisine sahiptir. Bunun Cumhur ittifakına avantaj sağladığı görülmektedir.
Son yıllarda teknolojik silahların kullanılması ile terörle mücadelede elde edilen başarı.
Savunma sanayiindeki İHA, SİHA sistemlerindeki başarılı çalışmalar.
Karadeniz gazı, yerli otomobil TOGG ve ulaşım ile ilgili yatırımlar başlıca artıları.
Bunun yanında sol partilerde olması gereken parti içinde değişiklik yapmak, siyasete yeni yüzler kazandırmadaki cesaret. Örneğin bir kararla Bakanların tamamını değiştirme kararı alındı.
EKSİ’leri
Yasama, yürütme ve yargı arasında erklerin ayrılığı prensibinin zedelenmiş olması.
Halka direk olarak yansıyan en büyük sorunu enflasyon ve bunun diğer ekonomik yansımaları.
Düşük gelirli hanelerin geçim zorluğu.
Adalet sistemine olan güvenin yok denecek kadar azalması.
Şeffaflık, iktidar etrafında oburlaşan bir sermaye gurubunun oluşması.
İfade özgürlüğü önündeki sorunlar, gençlerin yeterince desteklenmemesi.
Türkiye’nin bir mülteci deposuna dönmesi.
HÜDA PAR ve YRP’nin Kadın özgürlüğüne karşı yaptıkları açıklamalar.
21 yıldır İktidar olmanın verdiği işletme körlüğü.
MİLLET İTTİFAKI; CHP, İYİ Parti, DEVA, GELECEK, SAADET ve DP’den oluşuyor.
ARTI’ları
Dünya’da efsane lider Gandi’ye hem fizik hem de davranış olarak benzetilen. Kılıçdaroğlu gibi barışçı, mutedil, ılımlı ve dürüst bir lidere sahip olmaları.
Kılıçdaroğlu’nun çok zıt kutupta siyaset yapan parti ve kitleleri bir araya getirebiliyor olması.
Son mahalli seçimlerde İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin ve Adana gibi Büyükşehirleri kazanmanın verdiği moral.
Kazanılan belediyelerde yapılan başarılı çalışmalar.
Genç kitlenin özgürlük talebi doğrultusunda Millet ittifakına verdiği destek.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a kamuoyunun teveccühü.
Ağır ekonomik koşullar altında ezilen milyonlarca yoksulun tercihi olması.
Suriyeliler başta olmak üzere mültecileri Türkiye’den gönderme vaatleri.
EKSİ’leri;
Altılı masa ortaklarının Millet İttifakı Lideri Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dışında yaptığı açıklamalar ile tek ses görüntüsü vermemesi.
Özellikle Akşener’in öngörülmez ani çıkışları, altılı masadan kalktığı gün kumar masası diyerek kalkıp tekrar geri dönmesi.
Yine Akşener’in daha şimdiden bakanlık pazarlığı yapması, kaynanası ölen gelin gibi sandıktan çeyiz bölüşmesine benziyor.
CHP tabanında parti listelerine Ergenekon kumpası döneminde AK Partide siyaset yapan isimlerin listeler konması, FETÖ ile iltisaklı olan bazı isimlerin partiye sızmaları.
Millet ittifakında Kılıçdaroğlu’nun Liderliğinin altı biraz daha kalın çizgiler ile çizilmesi gerekirdi.
Düşünün Millet İttifakı 1 milyonun üzerinde kitle ile miting yapıyor. Davutoğlu’nun 20 dakika, konuştuğu toplantıda Kılıçdaroğlu sadece 10 dakika konuşuyor.
Altılı masaya Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak İmamoğlu ve Yavaş’ında eklenmesi ile 8 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olması. Bunun da bir kaos ortamı yaratma ihtimali.
Bunun yanında HDP yani Yeşil Sol Partinin Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı. Ve hiçbir taleplerinin de olmaması halkta gizli ajanda mı var? soru işretlerine neden oluyor.
Gelelim seçimin kimi kazanacağına…
14 Mayıs’ta yarış Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı geçecek. Ancak asıl yarışın küresel güçler arasında olduğunu da yazdık.
Bağımsızlık benim karakterimdir. Diyen bir büyük liderin kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde Amerika ya da Rusya yanlısı oy kullanmayı hiçbirimiz içine sindiremez.
O yüzden kim kazanırsa kazansın,
14 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti Devleti yani DEVLET İTTİFAKI kazanacak.
O yüzden bir araya gelmesi imkânsız olan partileri dahi bir araya getirdi.
Eskiden sağcılar “Komünistler Moskova’ya” sloganı atarlardı.
Nereden nereye… Kılıçdaroğlu bugün yaptığı açıklama ile Rusya’nın kendi aleyhlerine seçime müdahale ettiğini hem de ellerinde kanıt olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Biden’ın daha önce ‘Erdoğan'ı darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz. Erdoğan'ı devirmek için muhalefeti desteklemek gerektiğini" söylemişti.
Putin vadesi gelmiş 20 milyar doları borcumuzu öteleyerek açık desteğini göstermişti.
Artık olay nettir. 14 Mayıs seçimi 2 emperyalist devletin ülkemizde bilek güreşine dönüşmüştür.
Pazar günü AMERİKA MI? RUSYA MI? diyeceğiz. Üzücüdür ancak durum bu.
Bu yönüyle seçimi kim kazanırsa kazansın taraftarları tam anlamıyla tatmin olmayacaktır. Daha çok kerhen verilen oylar olacaktır. Seçmen kendisi için en iyiyi değil, ehveni şer olanı tercih etmeye çalışacaktır.
Finale doğru giderken Millet İttifakı ve Cumhur İttifaklarına kısaca bakarsak;
Cumhur İttifakı, AK Parti, MHP, BBP, DSP, HÜDA PAR ve Yeniden REFAH partisi olarak seçime giriyor.
ARTI’ları
Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karizmatik liderliğini kabul etmiş durumda, İttifakın AK Parti dışındaki ortakları Erdoğan politika, eylem, söylem ve ittifak mimarisine aksi bir söylemde bulunmuyorlar.
Halihazırda iktidar olmanın avantajını iyi kullanıyor. Millet ittifakının vaatlerini şimdiden ön alarak uyguluyor. Eldeki bir kuş daldaki on kuştan yeğdir. Diyen vatandaş mevcut durumunu korumaktan mı? Ya da diğer ittifakın vaatlerini satın almak yönünde mi tercih yapar? Türk halkı genelde sağlamcı risk almayan bir seçmen tipolojisine sahiptir. Bunun Cumhur ittifakına avantaj sağladığı görülmektedir.
Son yıllarda teknolojik silahların kullanılması ile terörle mücadelede elde edilen başarı.
Savunma sanayiindeki İHA, SİHA sistemlerindeki başarılı çalışmalar.
Karadeniz gazı, yerli otomobil TOGG ve ulaşım ile ilgili yatırımlar başlıca artıları.
Bunun yanında sol partilerde olması gereken parti içinde değişiklik yapmak, siyasete yeni yüzler kazandırmadaki cesaret. Örneğin bir kararla Bakanların tamamını değiştirme kararı alındı.
EKSİ’leri
Yasama, yürütme ve yargı arasında erklerin ayrılığı prensibinin zedelenmiş olması.
Halka direk olarak yansıyan en büyük sorunu enflasyon ve bunun diğer ekonomik yansımaları.
Düşük gelirli hanelerin geçim zorluğu.
Adalet sistemine olan güvenin yok denecek kadar azalması.
Şeffaflık, iktidar etrafında oburlaşan bir sermaye gurubunun oluşması.
İfade özgürlüğü önündeki sorunlar, gençlerin yeterince desteklenmemesi.
Türkiye’nin bir mülteci deposuna dönmesi.
HÜDA PAR ve YRP’nin Kadın özgürlüğüne karşı yaptıkları açıklamalar.
21 yıldır İktidar olmanın verdiği işletme körlüğü.
MİLLET İTTİFAKI; CHP, İYİ Parti, DEVA, GELECEK, SAADET ve DP’den oluşuyor.
ARTI’ları
Dünya’da efsane lider Gandi’ye hem fizik hem de davranış olarak benzetilen. Kılıçdaroğlu gibi barışçı, mutedil, ılımlı ve dürüst bir lidere sahip olmaları.
Kılıçdaroğlu’nun çok zıt kutupta siyaset yapan parti ve kitleleri bir araya getirebiliyor olması.
Son mahalli seçimlerde İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin ve Adana gibi Büyükşehirleri kazanmanın verdiği moral.
Kazanılan belediyelerde yapılan başarılı çalışmalar.
Genç kitlenin özgürlük talebi doğrultusunda Millet ittifakına verdiği destek.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a kamuoyunun teveccühü.
Ağır ekonomik koşullar altında ezilen milyonlarca yoksulun tercihi olması.
Suriyeliler başta olmak üzere mültecileri Türkiye’den gönderme vaatleri.
EKSİ’leri;
Altılı masa ortaklarının Millet İttifakı Lideri Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dışında yaptığı açıklamalar ile tek ses görüntüsü vermemesi.
Özellikle Akşener’in öngörülmez ani çıkışları, altılı masadan kalktığı gün kumar masası diyerek kalkıp tekrar geri dönmesi.
Yine Akşener’in daha şimdiden bakanlık pazarlığı yapması, kaynanası ölen gelin gibi sandıktan çeyiz bölüşmesine benziyor.
CHP tabanında parti listelerine Ergenekon kumpası döneminde AK Partide siyaset yapan isimlerin listeler konması, FETÖ ile iltisaklı olan bazı isimlerin partiye sızmaları.
Millet ittifakında Kılıçdaroğlu’nun Liderliğinin altı biraz daha kalın çizgiler ile çizilmesi gerekirdi.
Düşünün Millet İttifakı 1 milyonun üzerinde kitle ile miting yapıyor. Davutoğlu’nun 20 dakika, konuştuğu toplantıda Kılıçdaroğlu sadece 10 dakika konuşuyor.
Altılı masaya Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak İmamoğlu ve Yavaş’ında eklenmesi ile 8 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olması. Bunun da bir kaos ortamı yaratma ihtimali.
Bunun yanında HDP yani Yeşil Sol Partinin Cumhurbaşkanlığında Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı. Ve hiçbir taleplerinin de olmaması halkta gizli ajanda mı var? soru işretlerine neden oluyor.
Gelelim seçimin kimi kazanacağına…
14 Mayıs’ta yarış Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı geçecek. Ancak asıl yarışın küresel güçler arasında olduğunu da yazdık.
Bağımsızlık benim karakterimdir. Diyen bir büyük liderin kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde Amerika ya da Rusya yanlısı oy kullanmayı hiçbirimiz içine sindiremez.
O yüzden kim kazanırsa kazansın,
14 Mayıs’ta Türkiye Cumhuriyeti Devleti yani DEVLET İTTİFAKI kazanacak.