Yazı Boyutu:
HASAN KADİFE
Yahu bunun neresini düzeltelim!
Malumunuz üzere mübarek ‘Kurban Bayramı’na az bir süre kaldı.
Aydın’da da birileri için türlü manipülasyon, iftira, algı operasyonu ve daha bir dizi kumpasla ne yazık ki ‘Siyasi Kurban’ arayışı da bitmek tükenmek bilmiyor.
Gerçi ne demiş atalarımız; “Eğri ok doğru yol almaz!”
Ancak yol almasa da kervan yolda düzülür hesabı her türlü eğriliğin, fitne, fesat, yalan ve iftiranın kafası hayır yerine şerre çalışanlar eliyle günümüzde vücut bulduğu nokta, artık akılla mantıkla da izah edilebilir gibi değil.
Dilerseniz öncelikle bir fıkra ile izah etmeye çalışayım (!)
Vakti evvelin birinde adamın biri ‘Kurban’ konusunu anlatıyormuş:
"Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a dua etmiş ve ’Yarabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş... Dua tutmuş; Davut, kızının adını Ayşe koymuş... Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ’Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş..."
Dinleyenlerden biri dayanamamış:
"Yahu bunun neresini düzelteyim... Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç olacaktı!"
İşte tam da bu noktada hafif gülümsedikten sonra bir duralım; Geçtiğimiz günlerde de bu fıkranın birebiri olmasa da bir benzeri Aydın’da yaşandı.
Konumuzun kahramanıysa ailesinin tek çocuğu olmasına rağmen olmayan erkek kardeşi üzerinden hedef alınan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel.
Günel, bu dönem apaçık ortadadır ki halka hizmet için gecesini gündüzüne katmasının yanı sıra ilçede Büyükşehir Belediyesi ile uyum içinde başlattığı yatırım ve hizmet atağıyla da geniş kesimlerin takdirini toplayan bir isim olarak parlıyor.
Parlıyor parlamasına da adamı nasıl karartırız diye her türlü iftira, yalan, dolan, entrika, film-fırtına da bir türlü dinmek bilmiyor be arkadaş!
Yani yukarıdaki fıkradaki gibi bazen Günel ile ilgili birden bireye ortaya atılan onca yalan ve iftira, bir gazeteci olarak vatandaşlar tarafından nedir ne değildir diye bize sorulduğunda, neresini düzelteceğiz, doğruyu nasıl izah edeceğiz diye bir gazeteci olarak biz de şaşıp kalıyoruz (!)
Gerçi şaşkınlığımızı mazur görün, yani bizim düzeltmememize imkan da kalmıyor.
Çünkü yalanın ve iftiranın kuyruklu olanı tıpkı fıkradaki gibi hakikati net olarak bilenlerin kahir ekserisi tarafından da gülüp geçilecek bir zırvadan ötede bir anlam da taşımıyor.
Esasen kamuoyunun boş yere meşgul edilmesi ile birlikte Aydın’ın Dünya’ya açılan kapısı, turizmde Türkiye’deki ilk pilot bölge olan Kuşadası’nda genç ve azimli bir ‘Belediye Başkanı’nın bu denli ipe sapa gelmez konularla yıpratılmaya çalışılması da artık kabak tadından öte bambaşka bir tat da veriyor.
Çünkü meyve veren ağaç taşlanır. Taşlanan o ağaçsa ne kadar taş yerse yesin meyvesini esirgemez!
Baktığımızda Günel de hakikaten tıpkı atasözündeki gibi ‘Meyve veren ağaç’ kıvamında işine daha da dört elle sarılıp daha doğru işler yapma yolunda kabuğunu kırdıkça kırıyor.
Şimdi bu kabuk nasıl kırılıyormuş diyenler olacaktır; Bilahere tüm yönleriyle anlatırız fakat konumuz bu yazıda tam olarak bu değil!
Velhasıl; Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına ilişkin davasında aldığı ceza Yargıtay'da bozularak yeniden yargılanan şarkıcı Atilla Taş’ın sözümona Günel’e, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’a, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na yönelik karalama amaçlı yazısının altına ‘Ömer Günel’in kardeşiyim diyerek fake hesaptan yorum yazan bir müptezelin yol açtığı işe bakın siz!
Bu müptezele uyup Günel’e çatan aymazlara bakın siz!
İyi bakın ki Günel’in ne denli doğru yol tuttuğunu daha net olarak görün!
Şimdiden herkesin ‘Kurban Bayramı’nı kutluyor, yalansız, dolansız, ve iftirasız nice bayramlar diliyorum.
Yahu bunun neresini düzeltelim!
Malumunuz üzere mübarek ‘Kurban Bayramı’na az bir süre kaldı.
Aydın’da da birileri için türlü manipülasyon, iftira, algı operasyonu ve daha bir dizi kumpasla ne yazık ki ‘Siyasi Kurban’ arayışı da bitmek tükenmek bilmiyor.
Gerçi ne demiş atalarımız; “Eğri ok doğru yol almaz!”
Ancak yol almasa da kervan yolda düzülür hesabı her türlü eğriliğin, fitne, fesat, yalan ve iftiranın kafası hayır yerine şerre çalışanlar eliyle günümüzde vücut bulduğu nokta, artık akılla mantıkla da izah edilebilir gibi değil.
Dilerseniz öncelikle bir fıkra ile izah etmeye çalışayım (!)
Vakti evvelin birinde adamın biri ‘Kurban’ konusunu anlatıyormuş:
"Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a dua etmiş ve ’Yarabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’ demiş... Dua tutmuş; Davut, kızının adını Ayşe koymuş... Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ’Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş..."
Dinleyenlerden biri dayanamamış:
"Yahu bunun neresini düzelteyim... Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç olacaktı!"
İşte tam da bu noktada hafif gülümsedikten sonra bir duralım; Geçtiğimiz günlerde de bu fıkranın birebiri olmasa da bir benzeri Aydın’da yaşandı.
Konumuzun kahramanıysa ailesinin tek çocuğu olmasına rağmen olmayan erkek kardeşi üzerinden hedef alınan Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel.
Günel, bu dönem apaçık ortadadır ki halka hizmet için gecesini gündüzüne katmasının yanı sıra ilçede Büyükşehir Belediyesi ile uyum içinde başlattığı yatırım ve hizmet atağıyla da geniş kesimlerin takdirini toplayan bir isim olarak parlıyor.
Parlıyor parlamasına da adamı nasıl karartırız diye her türlü iftira, yalan, dolan, entrika, film-fırtına da bir türlü dinmek bilmiyor be arkadaş!
Yani yukarıdaki fıkradaki gibi bazen Günel ile ilgili birden bireye ortaya atılan onca yalan ve iftira, bir gazeteci olarak vatandaşlar tarafından nedir ne değildir diye bize sorulduğunda, neresini düzelteceğiz, doğruyu nasıl izah edeceğiz diye bir gazeteci olarak biz de şaşıp kalıyoruz (!)
Gerçi şaşkınlığımızı mazur görün, yani bizim düzeltmememize imkan da kalmıyor.
Çünkü yalanın ve iftiranın kuyruklu olanı tıpkı fıkradaki gibi hakikati net olarak bilenlerin kahir ekserisi tarafından da gülüp geçilecek bir zırvadan ötede bir anlam da taşımıyor.
Esasen kamuoyunun boş yere meşgul edilmesi ile birlikte Aydın’ın Dünya’ya açılan kapısı, turizmde Türkiye’deki ilk pilot bölge olan Kuşadası’nda genç ve azimli bir ‘Belediye Başkanı’nın bu denli ipe sapa gelmez konularla yıpratılmaya çalışılması da artık kabak tadından öte bambaşka bir tat da veriyor.
Çünkü meyve veren ağaç taşlanır. Taşlanan o ağaçsa ne kadar taş yerse yesin meyvesini esirgemez!
Baktığımızda Günel de hakikaten tıpkı atasözündeki gibi ‘Meyve veren ağaç’ kıvamında işine daha da dört elle sarılıp daha doğru işler yapma yolunda kabuğunu kırdıkça kırıyor.
Şimdi bu kabuk nasıl kırılıyormuş diyenler olacaktır; Bilahere tüm yönleriyle anlatırız fakat konumuz bu yazıda tam olarak bu değil!
Velhasıl; Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasına ilişkin davasında aldığı ceza Yargıtay'da bozularak yeniden yargılanan şarkıcı Atilla Taş’ın sözümona Günel’e, Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’a, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na yönelik karalama amaçlı yazısının altına ‘Ömer Günel’in kardeşiyim diyerek fake hesaptan yorum yazan bir müptezelin yol açtığı işe bakın siz!
Bu müptezele uyup Günel’e çatan aymazlara bakın siz!
İyi bakın ki Günel’in ne denli doğru yol tuttuğunu daha net olarak görün!
Şimdiden herkesin ‘Kurban Bayramı’nı kutluyor, yalansız, dolansız, ve iftirasız nice bayramlar diliyorum.
