Beyaz Zambaklar Ülkesinde ve Türkiye
100 yıl önce ilk baskısı yapılan kitap büyük ilgi uyandırdı. Öyle ki Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşadığı yıllarda ilk kez Türkçeye çevrilen Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Atatürk’ün de okuduğu ve hayran olduğu yapıtlar arasında yer aldı. Atatürk, kitabı okuduktan sonra kitapta yer alan destansı başarıyı oldukça takdir etti ve ülkedeki okullarda okutulan müfredata Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserin de dahil edilmesini istedi. Bu nedenle Atatürk’ün yaşadığı dönemde ülkemizde çok fazla ilgi gören Beyaz Zambaklar Ülkesinde, uzunca bir süre Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan eser haline geldi.
Kitabın tanıtım yazısındaki; "Milli uyanışa giden yol ise yüksek ahlak, çok çalışmak ve üretmekten geçer ki bu ancak sağlam temellere dayanan bir eğitimle mümkündür" cümlesi kitabın ana düşüncesini özetler.
Ünlü yazar Grigory Petrov’un hayatının farklı dönemlerinde gerçekleştirdiği Finlandiya gezileri sırasında aldığı notlardan meydana gelen Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli roman, birkaç aydın ve din adamlarından oluşan ufak bir grubun köyleri ziyaret ederek özverili çalışmalar gerçekleştirmeleri ve köylerde yaşayan insanları motive ederek Finlandiya’nın kalkınmasına destek vermelerini anlatır.
Kayalıklar ve bataklıklar ülkesi olarak bilinen iki milyon nüfuslu Finlandiya’da yaşanan kalkınma mücadelelerini anlatan Beyaz Zambaklar Ülkesinde, geleceği parlak bir aydın olan Snellman’ın ağzından bölüm bölüm olarak okuyuculara aktarılmaktadır.
1811 yılında kadar İsveç’in egemenliği altında bulunan Finlandiya’da ticaret, okullar, kiliseler, iktidar ve sanat İsveçlilerin yönetimine göre işlemektedir. Ülkenin öğretmenleri, askerleri ve doktorlarının tamamı da yine İsveçlidir ve İsveçliler sürekli olarak Finlandiyalıları küçük görmektedir.
Bir gün ülkeler arasında gelişen anlaşmazlıklar neticesinde Rusya Finlandiya’ya saldırır ve ülkenin yarısını ele geçirir. Dönemin Rus Çarı, Finlandiya halkına geçmişte ellerinde bulunan bütün hakları geri vereceğini beyan eder ve bu olay neticesinde Finlandiyalılar da kendi öz kültürlerini hiçbir kısıtlama olmadan geliştirmeye ve yaygınlaştırmaya başlar. Fin kültürünü yayma görevini ise Johan Wilhelm Snellman ismindeki zeki bir aydın üstlenir.
Sonuç olarak Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserde Snellman’ın halk üzerinde meydana getirdiği tüm bu küçük değişimler sayesinde Finlandiya’nın yavaş yavaş kalkındığı ve gelişmiş ülkeler arasında girmeyi başardığı görülür. Bir zamanların bataklıklar ve kayalıklar ülkesi olan Finlandiya, Snellman ve çevresindeki bir grup aydın sayesinde artık tarım yapılan ve ekonomisi ile refah düzeyi hızla gelişen bir ülke haline dönüşür.
Kitap içerdiği farklı bölümlerle okuyucuyu kendine çekmektedir. Bizim aklımıza ise ülkemizin kurtuluş mücadelesi ve arkasından aynı hızda gerçekleşen kuruluş dönemi gelmektedir. Ancak içinde bulunduğumuz dönemde yaşadıklarımız ülkemizin tekrardan kuruluş ayarlarına dönmesi gerektiğini bizlere hissettirmektedir. Eğer biz bunu başaramazsak yüzümüzü döndüğümüz gelişmiş batıdan kısa sürede koparak savaşların ve acıların eksik olmadığı Orta Doğu coğrafyasına yelken açmak zorunda kalacağız. Bunun için hep birlikte yeniden bir eğitim hamlesi ile kendimizi geliştirmeli, yüzümüzü tekrar gelişmiş ülkelere doğru çevirmeliyiz.
"Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz." (Atatürk)
