Yazı Boyutu:
Diğer Aday Sizin Düşmanınız mı?
Yerel seçimler öncesi parti içi çekişmenin pik yaptığı dönemdeyiz. Her partide belediye başkanlığı ve meclis üyeliği aday adayları şu dönemde belirleniyor. Bu durum parti içi siyaset rüzgarların şiddetini doğal olarak artırıyor.
Her ne kadar toplum olarak siyasetten biraz soğumuş olsak bile, bizi beş yıl yönetecek olan yerel yöneticileri seçecek olmanın getirdiği heyecanı derinden duyuyoruz. Şimdilik parti içi çekişmelerin yaşandığı bu süreçteki heyecan düzeyi düşük olsa da partilerin adayları netleşince heyecan dozu giderek yükselecektir.
Seçimlerde Aydın ve İzmir'de sokağın nabzını tutmaya çalışıyoruz. Her ne kadar seçime girecek adaylar net bir şekilde belli olmasa da, vatandaşlar arasında ortaya çıkan isimler arasında da tartışmalar yaşanmaya başladı bile.
Konuştuğumuz, duyduğumuz ve gördüğümüz bir çok kişi bırakın diğer siyasi partilerden kimin aday olacağını, kendi partilerinde dahi aday adaylığı başvurusu yapan isimler üzerine yoğun şekilde konuşuyor, hatta aday adaylarının yarattığı gerginlikler nedeniyle aşırı politize olmuş şekilde diğer adayları ve onları destekleyenleri adeta düşman gibi görüyor.
Yani, şu anda siyasi partiler, diğer partilerle değil kendi içlerinde kıyasıya bir siyaset döndürmekle meşgul durumdalar. Partilerin içerisinde kimin aday olarak seçileceği konuları şu anda büyük bir önem arz ediyor ve çekişmeyi üst düzeye çıkarıyor.
Zaten halk geçen seçimlerde büyük bir gerginlik yaşadı. Mevcut ekonomik durum bu gerginliği daha da artırıyor. İçinde bulunduğumuz durum böyle iken siyasilerin halkı daha fazla germemesi gerekiyor.
Bu aşamada aday adayları rakipleri için olur olmaz asılsız söylemlere girmemeli, seçimi nasıl kazanacağını, hangi projeleri hayata geçireceğini, halka nasıl faydası dokunacağını, kendi iyi yönlerini ön plana çıkarmalıdır. Bunları yaparken kendi partisinden diğer aday adaylarını kötülememeli, onları paçasından aşağı çekmeden iyi bir tanıtım süreci izlemelidir. Hepimiz aynı kentlerde yaşıyoruz, yarın bir birimizin yüzüne bakacağımızı unutmamalıyız. Birbirimizi kötüleyerek, kara propaganda yaparak, rakiplerimizin olmayan işlerini olmuş gibi göstererek cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine nasıl ulaşabiliriz?
Aynı parti içinde aday adaylığı sürecini hangi kişinin kazandığının önemi yok aslında. Önemli olan partinizin, kentimizin ve bunlara bağlı olarak ülkemizin menfaatleri doğrultusunda bir araya gelip mücadele etmemizdir. Sırf farklı siyasi düşüncelere sahip diye, insanları ötekileştirmek etik dışıdır. Gerek siyasetçiye, gerekse seçmene düşen şey, kavga etmek, tartışmak değil, bilinçli bir kişi olarak ortaya çıkan adayları iyi bir şekilde analiz ederek, bölgesine en iyi hizmeti verecek kişiyi seçmektir.
Sonuç olarak, siyaset rüzgârı giderek kuvvetli şekilde esiyor. Yerel seçimlere yaklaştıkça şiddetinin artacağı bir gerçek, ancak siyasiler ve vatandaşlar olarak bu rüzgâra kapılmadan, bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Sırf siyasi farklılıklardan dolayı, dostların düşman olmasını istememeliyiz. İçinde bulunduğumuz şartlarda tek yapmamız gereken bir olmak, aynı amaç için mücadele etmektir.
"Bir olalım, iri olalım, diri olalım." (Hacı Bektaş-ı Veli)
Yerel seçimler öncesi parti içi çekişmenin pik yaptığı dönemdeyiz. Her partide belediye başkanlığı ve meclis üyeliği aday adayları şu dönemde belirleniyor. Bu durum parti içi siyaset rüzgarların şiddetini doğal olarak artırıyor.
Her ne kadar toplum olarak siyasetten biraz soğumuş olsak bile, bizi beş yıl yönetecek olan yerel yöneticileri seçecek olmanın getirdiği heyecanı derinden duyuyoruz. Şimdilik parti içi çekişmelerin yaşandığı bu süreçteki heyecan düzeyi düşük olsa da partilerin adayları netleşince heyecan dozu giderek yükselecektir.
Seçimlerde Aydın ve İzmir'de sokağın nabzını tutmaya çalışıyoruz. Her ne kadar seçime girecek adaylar net bir şekilde belli olmasa da, vatandaşlar arasında ortaya çıkan isimler arasında da tartışmalar yaşanmaya başladı bile.
Konuştuğumuz, duyduğumuz ve gördüğümüz bir çok kişi bırakın diğer siyasi partilerden kimin aday olacağını, kendi partilerinde dahi aday adaylığı başvurusu yapan isimler üzerine yoğun şekilde konuşuyor, hatta aday adaylarının yarattığı gerginlikler nedeniyle aşırı politize olmuş şekilde diğer adayları ve onları destekleyenleri adeta düşman gibi görüyor.
Yani, şu anda siyasi partiler, diğer partilerle değil kendi içlerinde kıyasıya bir siyaset döndürmekle meşgul durumdalar. Partilerin içerisinde kimin aday olarak seçileceği konuları şu anda büyük bir önem arz ediyor ve çekişmeyi üst düzeye çıkarıyor.
Zaten halk geçen seçimlerde büyük bir gerginlik yaşadı. Mevcut ekonomik durum bu gerginliği daha da artırıyor. İçinde bulunduğumuz durum böyle iken siyasilerin halkı daha fazla germemesi gerekiyor.
Bu aşamada aday adayları rakipleri için olur olmaz asılsız söylemlere girmemeli, seçimi nasıl kazanacağını, hangi projeleri hayata geçireceğini, halka nasıl faydası dokunacağını, kendi iyi yönlerini ön plana çıkarmalıdır. Bunları yaparken kendi partisinden diğer aday adaylarını kötülememeli, onları paçasından aşağı çekmeden iyi bir tanıtım süreci izlemelidir. Hepimiz aynı kentlerde yaşıyoruz, yarın bir birimizin yüzüne bakacağımızı unutmamalıyız. Birbirimizi kötüleyerek, kara propaganda yaparak, rakiplerimizin olmayan işlerini olmuş gibi göstererek cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine nasıl ulaşabiliriz?
Aynı parti içinde aday adaylığı sürecini hangi kişinin kazandığının önemi yok aslında. Önemli olan partinizin, kentimizin ve bunlara bağlı olarak ülkemizin menfaatleri doğrultusunda bir araya gelip mücadele etmemizdir. Sırf farklı siyasi düşüncelere sahip diye, insanları ötekileştirmek etik dışıdır. Gerek siyasetçiye, gerekse seçmene düşen şey, kavga etmek, tartışmak değil, bilinçli bir kişi olarak ortaya çıkan adayları iyi bir şekilde analiz ederek, bölgesine en iyi hizmeti verecek kişiyi seçmektir.
Sonuç olarak, siyaset rüzgârı giderek kuvvetli şekilde esiyor. Yerel seçimlere yaklaştıkça şiddetinin artacağı bir gerçek, ancak siyasiler ve vatandaşlar olarak bu rüzgâra kapılmadan, bilinçli bir şekilde hareket etmeliyiz. Sırf siyasi farklılıklardan dolayı, dostların düşman olmasını istememeliyiz. İçinde bulunduğumuz şartlarda tek yapmamız gereken bir olmak, aynı amaç için mücadele etmektir.
"Bir olalım, iri olalım, diri olalım." (Hacı Bektaş-ı Veli)
Ahmet Erdönmez
Hocam; mevcut siyasi durumu parti ismi zikretmeden ve tarafsız bir şekilde analiz etmişsiniz. Umarım okuyanlara yol gösterir. Kaleminize ve yüreğinize sağlık, saygılar...