Yazı Boyutu:
Kadının Siyasette Adı Olmalı
Kadın üretkendir, insan ırkının devamını sağlayan temel unsurdur. İnsanlığın orteya çıkışından sonra toplumların büyük kısmının varlığını sürdürmesi ve modern insana geçiş, Anaerkil toplumlar sayesinde olmuştur.
Türklerde toplumsal yaşamın en başından beri kadının yeri önemli olmuştur. Türk kültüründe “Kadın” önemli bir değere sahiptir. Bu değerin ortaya çıkmasında şüphesiz Türk kültürünün sahip olduğu eşitlikçi bakış açısı büyük rol oynamıştır. Günümüz dünyasında ortaya çıkan hızlı teknolojik ve toplumsal değişimlerin etkisiyle Türk kültür ve geleneğinde “Kadın”, toplumun sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi ve aile yapısının sağlıklı bir şekilde devam etmesi için çok önemli role sahiptir.
Türklerde kadın, tarih boyunca sadece sosyal hayatta değil siyasi hayatta da önemli rol oynamıştır. Bunun yanında kadınların rolü dine, kültüre, toplum yapısına ve zamana göre değişiklikler göstermiştir. Aileyi oluşturan temel unsurlardan biri kadındır. Türk devletlerinde kadın ülkeyi yöneten kişinin yanında yer alırken, toplumsal ve siyasi hayatta söz sahibi iken, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde haremde ve evlerde tecrit edilir duruma gelmiştir. Her ne kadar istisnai durumlar olsa da günümüzde bile kadını ikinci plana atmak için 4+4+4, İstanbul Sözleşmesi'nin iptali gibi sinsi yollara başvurulmaktadır. Böylece kadını başta eğitim sistemi olmak üzere toplumdan uzaklaştırmak, ona sadece ev kadını rolünü vererek toplumu Arap kültürüne bir adım daha yaklaştırmak asıl amaçlarıdır. Üstelik tüm bu değişimlere itiraz eden, sesini yükselten kadın sayısının bu şsrtlarda giderek azalacağı gerçeği vardır. Artık Türk toplumunun kadına hakettiği değeri vermesi gerekmektedir.
Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, "Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin" diyerek kadına verdiği değeri anlatmıştır.
Geçtiğimiz günlerde elektronik posta kutumuza CHP Genel Merkezi'nden bir ileti düştü. O iletide, Atatürk'ün yukarıda yazdığımız sözü ile başlayan, “Kadının Siyasetteki Alanının Genişletilmesi İçin Çalışıyoruz" adında oldukça kısa tutulmuş bir bölümü görünce bu yazıyı yazmaya karar verdik. İlgili bölümde, "Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının siyasetteki alanının genişletilmesi için çalışıyoruz. Partimizi, kadınların ve gençlerin partisi yapmakta kararlıyız. Yerel seçimlere, kadınlara ve gençlere çoktan hak ettikleri alanı gönlümüzdeki kadar değil ama olabildiğince fazla açarak gerçekleştirdik. Bugün 35 kadın belediye başkanımız görevi başındadır. Bu bir önceki döneme göre yüzde 350 artmıştır. 10 belediye başkanından 35 belediye başkanına artış sağladık” yazıyor.
Burada yazan, "Gönlümüzdeki kadar değil ama" sözü aslında herşeyi anlatıyor. Kadının toplumdaki ve siyasetteki yerinin hakettiği yere gelebilmesi için gönlümüzden geçenleri yapmalı, bunun için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Düşüncelerimiz gönlümüzde ve sözümüzde kalmama, eyleme geçmelidir.
Bunun için önümüzdeki CHP Olağanüstü Kurultayı bulunmaz bir fırsat yaratıyor. Bu kurultayda yapılacak tüzük değişiklikleri ile CHP gerçekten kadınların ve gençlerin partisi olabilir, siyasette kadının var olmasını kolaylıkla sağlayabiliriz. Bunun için her yerde ve şartta kadınlara eşit temsil fırsatını yaratacak değişiklikleri yapmalı, gençlerin önünü kapatan biat anlayışını ortadan kaldırmalıyız. CHP, gençleri ve kadınları parti içinde ayak işlerini ve temizlik işlerini yapan, kurullarda dolgu malzemesi olarak gören statükocu anlayıştan kurtulmalıdır. Bunun için yapılması gereken kotaların mantıklı hale getirilmesi, dinozorlaşmanın önüne geçilmesi gerekir.
Ayrıca bu kurultaya yüklenen anlam bu kadar büyük iken, bu günlerde konuşulduğu gibi, simgelerin ve temel ilkelerin değişmesinden çok yönetim anlayışının ve biat temeline dayalı sistemin değişmesi, parti içi demokrasinin işler duruma getirilmesi gerekir, gerisi gündem yaratmaktan öteye bir anlam ifade etmeyecektir.
"Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır." (Mustafa Kemal Atatürk)
Kadın üretkendir, insan ırkının devamını sağlayan temel unsurdur. İnsanlığın orteya çıkışından sonra toplumların büyük kısmının varlığını sürdürmesi ve modern insana geçiş, Anaerkil toplumlar sayesinde olmuştur.
Türklerde toplumsal yaşamın en başından beri kadının yeri önemli olmuştur. Türk kültüründe “Kadın” önemli bir değere sahiptir. Bu değerin ortaya çıkmasında şüphesiz Türk kültürünün sahip olduğu eşitlikçi bakış açısı büyük rol oynamıştır. Günümüz dünyasında ortaya çıkan hızlı teknolojik ve toplumsal değişimlerin etkisiyle Türk kültür ve geleneğinde “Kadın”, toplumun sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi ve aile yapısının sağlıklı bir şekilde devam etmesi için çok önemli role sahiptir.
Türklerde kadın, tarih boyunca sadece sosyal hayatta değil siyasi hayatta da önemli rol oynamıştır. Bunun yanında kadınların rolü dine, kültüre, toplum yapısına ve zamana göre değişiklikler göstermiştir. Aileyi oluşturan temel unsurlardan biri kadındır. Türk devletlerinde kadın ülkeyi yöneten kişinin yanında yer alırken, toplumsal ve siyasi hayatta söz sahibi iken, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde haremde ve evlerde tecrit edilir duruma gelmiştir. Her ne kadar istisnai durumlar olsa da günümüzde bile kadını ikinci plana atmak için 4+4+4, İstanbul Sözleşmesi'nin iptali gibi sinsi yollara başvurulmaktadır. Böylece kadını başta eğitim sistemi olmak üzere toplumdan uzaklaştırmak, ona sadece ev kadını rolünü vererek toplumu Arap kültürüne bir adım daha yaklaştırmak asıl amaçlarıdır. Üstelik tüm bu değişimlere itiraz eden, sesini yükselten kadın sayısının bu şsrtlarda giderek azalacağı gerçeği vardır. Artık Türk toplumunun kadına hakettiği değeri vermesi gerekmektedir.
Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, "Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin" diyerek kadına verdiği değeri anlatmıştır.
Geçtiğimiz günlerde elektronik posta kutumuza CHP Genel Merkezi'nden bir ileti düştü. O iletide, Atatürk'ün yukarıda yazdığımız sözü ile başlayan, “Kadının Siyasetteki Alanının Genişletilmesi İçin Çalışıyoruz" adında oldukça kısa tutulmuş bir bölümü görünce bu yazıyı yazmaya karar verdik. İlgili bölümde, "Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadının siyasetteki alanının genişletilmesi için çalışıyoruz. Partimizi, kadınların ve gençlerin partisi yapmakta kararlıyız. Yerel seçimlere, kadınlara ve gençlere çoktan hak ettikleri alanı gönlümüzdeki kadar değil ama olabildiğince fazla açarak gerçekleştirdik. Bugün 35 kadın belediye başkanımız görevi başındadır. Bu bir önceki döneme göre yüzde 350 artmıştır. 10 belediye başkanından 35 belediye başkanına artış sağladık” yazıyor.
Burada yazan, "Gönlümüzdeki kadar değil ama" sözü aslında herşeyi anlatıyor. Kadının toplumdaki ve siyasetteki yerinin hakettiği yere gelebilmesi için gönlümüzden geçenleri yapmalı, bunun için hep birlikte mücadele etmeliyiz. Düşüncelerimiz gönlümüzde ve sözümüzde kalmama, eyleme geçmelidir.
Bunun için önümüzdeki CHP Olağanüstü Kurultayı bulunmaz bir fırsat yaratıyor. Bu kurultayda yapılacak tüzük değişiklikleri ile CHP gerçekten kadınların ve gençlerin partisi olabilir, siyasette kadının var olmasını kolaylıkla sağlayabiliriz. Bunun için her yerde ve şartta kadınlara eşit temsil fırsatını yaratacak değişiklikleri yapmalı, gençlerin önünü kapatan biat anlayışını ortadan kaldırmalıyız. CHP, gençleri ve kadınları parti içinde ayak işlerini ve temizlik işlerini yapan, kurullarda dolgu malzemesi olarak gören statükocu anlayıştan kurtulmalıdır. Bunun için yapılması gereken kotaların mantıklı hale getirilmesi, dinozorlaşmanın önüne geçilmesi gerekir.
Ayrıca bu kurultaya yüklenen anlam bu kadar büyük iken, bu günlerde konuşulduğu gibi, simgelerin ve temel ilkelerin değişmesinden çok yönetim anlayışının ve biat temeline dayalı sistemin değişmesi, parti içi demokrasinin işler duruma getirilmesi gerekir, gerisi gündem yaratmaktan öteye bir anlam ifade etmeyecektir.
"Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır." (Mustafa Kemal Atatürk)