Yazı Boyutu:
Kuşadası'nda Deprem Olursa
Kuşadası Körfezinde 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem, ilçenin deprem karşısında ne kadar çaresiz olduğunu herkes gösterdi. Bu deprem sonucunda çok sayıda bina hasar gördü ve süreç içerisinde yıkıldı. Halen ilçede yıkılması gereken binalar var.
Teknik açıdan bakarsak, Kuşadası Körfezi içinde ve kara alanında aktif fayların varlığı bilinmektedir. Kuşadası Fayı, Davutlar Fayı, Tuzla Fayı, Kuzey Samos Fayı, Efes Fayı ve Vathy Fayı, deniz alanındaki temel fay kırıklarıdır. Kara üzerinde yer alan Oyuk Dağının güneyini sınırlayan ve batıda iki kola ayrılaran Kalafat ve Yavansu olarak adlandırılan önemli faylar mevcuttur.
Deniz içindeki faylar çok hareketlidir ve bu alanda sürekli depremler olmaktadır. Kara üzerindeki Kalafat ve Yavansu faylarında da tarih içinde çok sayıda sismik hareketlilik görülmüştür. Bu faylarla ilişkili en belirgin özellik, düşey kayma hızlarının yüksek oluşudur. Bu faylardaki düşey yönlü hareketin en önemli göstergesi Oyuk Dağının Güney yamacında yer alan, metrelerce yüksekliği çıplak gözle görünen Fay Aynasıdır. Üstelik bu yüzeyin yakınında çok sayıda yazlık konut bulunmakta ve Deprem Kırığı üzerinde bulunan Oyuk Dağında bu aralar binlerce konut yapımı devam etmektedir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz hem deniz içerisindeki, hem de karadaki bu aktif yapılar birlikte çalışarak tarihsel dönemde aletsel büyüklüğü yüksek olan birçok büyük depreme kaynaklık etmişlerdir.
Ayrıca tüm bu fay sistemlerinin ve uzantılarının dikey yönlü kırılmaları ile bölgede sıkça küçük ölçekli depremler olmaktadır. Bu depremlerin şiddetinin yedinin üzerine çıkacağı hesaplanmaktadır. Bu büyüklükteki bir deprem ilçede çok sayıda binanın yıkılmasına neden olacaktır. Özellikle sahil şeridindeki binaların statik olarak dayanıksız olması, çoğunun inşaatında deniz kumu kullanılması, kullanılan demir ve çimentonun düşük standartta olması, imar afları sayesinde bir katlı binaların çok katlıya dönüşmesi, sahil şeridinde taban suyu seviyesinin yüksekliği nedeniyle zemin sıvılaşmasının görülecek olması gibi nedenlerle yıkımın şiddeti ve etkisi artacaktır.
Mevcut şartlarda Kuşadası'nda deprem olursa sonuçları çok kötü ve ağır olacaktır. Bu yıkıcı depremler konusunda yapılacak çok şey varken yapılmıyor, bize de deprem olmasın diye dua etmekten başka bir şey kalmıyor. Umarım Kuşadası Körfezi ve çevresinde yedi ve üzerindeki şiddette bir deprem olmaz, olursa sonuçları çok kötü olur.
"Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alınteri ve vicdanı koymuştur Tanrı." (Platon)
Kuşadası Körfezinde 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem, ilçenin deprem karşısında ne kadar çaresiz olduğunu herkes gösterdi. Bu deprem sonucunda çok sayıda bina hasar gördü ve süreç içerisinde yıkıldı. Halen ilçede yıkılması gereken binalar var.
Teknik açıdan bakarsak, Kuşadası Körfezi içinde ve kara alanında aktif fayların varlığı bilinmektedir. Kuşadası Fayı, Davutlar Fayı, Tuzla Fayı, Kuzey Samos Fayı, Efes Fayı ve Vathy Fayı, deniz alanındaki temel fay kırıklarıdır. Kara üzerinde yer alan Oyuk Dağının güneyini sınırlayan ve batıda iki kola ayrılaran Kalafat ve Yavansu olarak adlandırılan önemli faylar mevcuttur.
Deniz içindeki faylar çok hareketlidir ve bu alanda sürekli depremler olmaktadır. Kara üzerindeki Kalafat ve Yavansu faylarında da tarih içinde çok sayıda sismik hareketlilik görülmüştür. Bu faylarla ilişkili en belirgin özellik, düşey kayma hızlarının yüksek oluşudur. Bu faylardaki düşey yönlü hareketin en önemli göstergesi Oyuk Dağının Güney yamacında yer alan, metrelerce yüksekliği çıplak gözle görünen Fay Aynasıdır. Üstelik bu yüzeyin yakınında çok sayıda yazlık konut bulunmakta ve Deprem Kırığı üzerinde bulunan Oyuk Dağında bu aralar binlerce konut yapımı devam etmektedir.
Yukarıda sözünü ettiğimiz hem deniz içerisindeki, hem de karadaki bu aktif yapılar birlikte çalışarak tarihsel dönemde aletsel büyüklüğü yüksek olan birçok büyük depreme kaynaklık etmişlerdir.
Ayrıca tüm bu fay sistemlerinin ve uzantılarının dikey yönlü kırılmaları ile bölgede sıkça küçük ölçekli depremler olmaktadır. Bu depremlerin şiddetinin yedinin üzerine çıkacağı hesaplanmaktadır. Bu büyüklükteki bir deprem ilçede çok sayıda binanın yıkılmasına neden olacaktır. Özellikle sahil şeridindeki binaların statik olarak dayanıksız olması, çoğunun inşaatında deniz kumu kullanılması, kullanılan demir ve çimentonun düşük standartta olması, imar afları sayesinde bir katlı binaların çok katlıya dönüşmesi, sahil şeridinde taban suyu seviyesinin yüksekliği nedeniyle zemin sıvılaşmasının görülecek olması gibi nedenlerle yıkımın şiddeti ve etkisi artacaktır.
Mevcut şartlarda Kuşadası'nda deprem olursa sonuçları çok kötü ve ağır olacaktır. Bu yıkıcı depremler konusunda yapılacak çok şey varken yapılmıyor, bize de deprem olmasın diye dua etmekten başka bir şey kalmıyor. Umarım Kuşadası Körfezi ve çevresinde yedi ve üzerindeki şiddette bir deprem olmaz, olursa sonuçları çok kötü olur.
"Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alınteri ve vicdanı koymuştur Tanrı." (Platon)
