Yazı Boyutu:
Kuşadası Kemerönü'nün Çığlığı
Hızla artan nüfus, aşırı yapılaşma, işletmelerin yüksek rant beklentisi, doğal yaşam alanları üzerinde akıl almaz boyutlara ulaşan baskı oluşturmaktadır.
Kuşadası, ülkemizin ilk turizm merkezlerinden birisi olması nedeniyle, özellikle son kırk yıldır plansız bir büyümeye sahne olmuş, bunun sonucu olarak yapılaşma baskısı görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. Doğal yaşam alanlarına yönelik katliamın en son örneği koskoca bir dağı TOKİ'den satın alıp üzerine binlerce ev yapan Eviz Yapı projesinde acı olarak görüldü.
Artık Kuşadası'nda son doğal yaşam alanları da tehdit altındadır. Bu nedenle, Kuşadası ilçe sınırları içerisinde yer alan mülkiyeti Maliye'ye ait Kemerönü Mevkii'nde yer alan 240 dönüm genişliğindeki fundalık vasfındaki doğal yaşam alanının korunması büyük önem taşımaktadır. İmar planlarında ağaçlandırma ve rekreasyon alanı olarak görünen alanın korunarak gelecek nesillere ulaştırılması için, koruma altına alınması şarttır.
Bu amaçla Kuşadası'nda faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri yoğun emek harcıyor. Bu emeğin Kuşadası'nda yaşayan her birey tarafından titizlikle desteklenmesi gerekiyor. Yoksa burası da yoğun baskıya karşı fazla direnemeyerek yok olup gidecek.
Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları başta Kuşadası Kaymakamlığı olmak üzere tüm ilgili kurumlara başvuru yaptılar. Başvuru sonucunda Kemerönü Doğal alanı ile ilgili olarak Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar İl Şube Müdürlüğü uzmanları doğal alana giderek incelemede bulundular.
Kemerönü Mevkii, Bitki Coğrafyası açısından Akdeniz’de yer almasına rağmen sahip olduğu lokal mikroklima bölgeleri nedeniyle endemik karakterli bitkilere de ev sahipliği yapmaktadır.
Kemerönünde yapılan araştırmalar sonucunda, Kuşadası kent sınırları içerisindeki doğal bitki örtüsünün en güzel örneklerinden 400’e yakın bitki türünün varlığı, çok sayıda hayvan türünün bulunduğu görüldü.
Kemerönü çevresindeki doğal yaşam alanının denize inen kayalık yapısı içinde koruma altında olan Akdeniz Foklarına ait bir mağara ve içinde çok sayıda kaya güvercini barındıran mağaralar bulunmaktadır.
Başta Akdeniz foku yaşam alanları olmak üzere, nesli tehlike altında bulunan memeli, kuş ve bitki zenginliği açısından hassas biyolojik çeşitlilik gösteren doğal alanın hiçbir koruma statüsü bulunmamaktadır.
Kemerönü doğal bitki örtüsü, bünyesindeki çeşitli hayvan türleri ve kültürel değerleri ile Kuşadası'nda özel bir alanıdır. Ulaşımın kolay olduğu bir alanda bulunan Kemerönü Mevkii doğal alanı, sahip olduğu bu peyzaj değerleri ile botanik turları, fotoğrafçılık, manzara izleme ve yaban hayatı gözlemciliği gibi çeşitli etkinliklere olanak sağlayacak potansiyele sahiptir.
Tüm bunlara bağlı olarak, Kemerönü Mevkii doğal alanının “Tabiat Parkı” koruma statüsü kapsamında korunması ve geleceğe yönelik olarak ekolojik temellere dayalı planlarının yapılması alandaki doğal ve kültürel değerlerin ve peyzaj bütünlüğünün gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılmasını açısından çok önemli ve gereklidir.
Kemerönü'nün yok olmama yolundaki çığlığını duyalım, elimizden geleni yapalım. Doğa Elden giderse asla geri gelmez.
"Doğa ve kitaplar, onları görebilen gözlere aittir." (Ralph Waldo Emerson)
Hızla artan nüfus, aşırı yapılaşma, işletmelerin yüksek rant beklentisi, doğal yaşam alanları üzerinde akıl almaz boyutlara ulaşan baskı oluşturmaktadır.
Kuşadası, ülkemizin ilk turizm merkezlerinden birisi olması nedeniyle, özellikle son kırk yıldır plansız bir büyümeye sahne olmuş, bunun sonucu olarak yapılaşma baskısı görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. Doğal yaşam alanlarına yönelik katliamın en son örneği koskoca bir dağı TOKİ'den satın alıp üzerine binlerce ev yapan Eviz Yapı projesinde acı olarak görüldü.
Artık Kuşadası'nda son doğal yaşam alanları da tehdit altındadır. Bu nedenle, Kuşadası ilçe sınırları içerisinde yer alan mülkiyeti Maliye'ye ait Kemerönü Mevkii'nde yer alan 240 dönüm genişliğindeki fundalık vasfındaki doğal yaşam alanının korunması büyük önem taşımaktadır. İmar planlarında ağaçlandırma ve rekreasyon alanı olarak görünen alanın korunarak gelecek nesillere ulaştırılması için, koruma altına alınması şarttır.
Bu amaçla Kuşadası'nda faaliyet yürüten sivil toplum örgütleri yoğun emek harcıyor. Bu emeğin Kuşadası'nda yaşayan her birey tarafından titizlikle desteklenmesi gerekiyor. Yoksa burası da yoğun baskıya karşı fazla direnemeyerek yok olup gidecek.
Bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları başta Kuşadası Kaymakamlığı olmak üzere tüm ilgili kurumlara başvuru yaptılar. Başvuru sonucunda Kemerönü Doğal alanı ile ilgili olarak Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar İl Şube Müdürlüğü uzmanları doğal alana giderek incelemede bulundular.
Kemerönü Mevkii, Bitki Coğrafyası açısından Akdeniz’de yer almasına rağmen sahip olduğu lokal mikroklima bölgeleri nedeniyle endemik karakterli bitkilere de ev sahipliği yapmaktadır.
Kemerönünde yapılan araştırmalar sonucunda, Kuşadası kent sınırları içerisindeki doğal bitki örtüsünün en güzel örneklerinden 400’e yakın bitki türünün varlığı, çok sayıda hayvan türünün bulunduğu görüldü.
Kemerönü çevresindeki doğal yaşam alanının denize inen kayalık yapısı içinde koruma altında olan Akdeniz Foklarına ait bir mağara ve içinde çok sayıda kaya güvercini barındıran mağaralar bulunmaktadır.
Başta Akdeniz foku yaşam alanları olmak üzere, nesli tehlike altında bulunan memeli, kuş ve bitki zenginliği açısından hassas biyolojik çeşitlilik gösteren doğal alanın hiçbir koruma statüsü bulunmamaktadır.
Kemerönü doğal bitki örtüsü, bünyesindeki çeşitli hayvan türleri ve kültürel değerleri ile Kuşadası'nda özel bir alanıdır. Ulaşımın kolay olduğu bir alanda bulunan Kemerönü Mevkii doğal alanı, sahip olduğu bu peyzaj değerleri ile botanik turları, fotoğrafçılık, manzara izleme ve yaban hayatı gözlemciliği gibi çeşitli etkinliklere olanak sağlayacak potansiyele sahiptir.
Tüm bunlara bağlı olarak, Kemerönü Mevkii doğal alanının “Tabiat Parkı” koruma statüsü kapsamında korunması ve geleceğe yönelik olarak ekolojik temellere dayalı planlarının yapılması alandaki doğal ve kültürel değerlerin ve peyzaj bütünlüğünün gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılmasını açısından çok önemli ve gereklidir.
Kemerönü'nün yok olmama yolundaki çığlığını duyalım, elimizden geleni yapalım. Doğa Elden giderse asla geri gelmez.
"Doğa ve kitaplar, onları görebilen gözlere aittir." (Ralph Waldo Emerson)
